MERSİN İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

Coğrafi İşaretli Ürünler



1) Anamur Batırığı

Anamur Batırığı.jpeg

05.02.2024 tarihinde tescillenen Anamur Batırığı: Köftelik ince bulgur, yer fıstığı, susam, kuru domates, soğan, biber salçası, çeşitli baharat ve sos ile Mersin ili Anamur ilçesinde üretilen yemektir. Anamur Batırığında tahin kullanılmaz. Tahin yerine yer fıstığı ve susam kullanılarak üretilen macun kullanılır.

Anamur Batırığına el ile sıkılarak şekil verilir. Yaz mevsiminde bir kısmı ayrılarak “sıkma” adı verilen köfteler oluşturulur, kalan kısmına ise soğuk su ve buz ilave edildikten sonra üzerine lahana, soğan, domates, salatalık, taze soğan eklenerek tüketilir.Özellikle misafir ağırlama, cenaze merasimleri gibi özel günlerde yapılmaktadır.

2) Anamur Muzu

09.07.2003 tarihinde tescillenen Anamur Muzu: Yapı itibariyle kökleri toprak altında yumrulara bağlı ana gövdeden oluşur. Ana gövdenin bağlı olduğu yumrulardan yeni muz fideleri (ortalama 2 ile 5 ad.)'nın türemesi ile oluşup, imar dönemi denilen Şubat ve Mart aylarında her anaçta 1 veya 2 adet bırakılarak türetilir.

Üretimi iki aşamalıdır: Açık tarla tarımı ile yetiştirilen muz meyvesi, toprak yapısı hava sıcaklığı ve nem olayı ile bağlantılı olarak yetiştirilir. Örtü altı yetiştiricilikte, örtü altında yapay sıcaklık ve nem yapılarak açık tarlaya oranla daha kaliteli meyve yetiştirilmektedir.

Muz için uygun olan sıcaklık 300C civarında, nem %60 civarında olmalıdır. Kışın +2 ve altında olan sıcaklıklardan etkilenir. Meyve yapısı dal olarak söylenir ve bu dalı tarak denilen salkımlar oluşturur. Bir muzda ticari değerin olması için 9 ila 15 adet tarak olmalı ve ortalama ağırlık gerekli koşulların uygun olması durumunda 20 ile 60 kg arasında değişir. Muzun meyvesi örtü altında yaklaşık 3,5 - 4 ay arasında hasat edilir. Hasat dönemi Ekim ve Mart sonu arası yoğunluk kazanır.

3) Bozyazı Kavutu

Bozyazı Kavutu.jpeg

03.09.2020 tarihinde tescillenen Bozyazı Kavutu: Keçiboynuzu (Ceratonia siliqua), susam (Sesamum indicum L.), yer fıstığı (Arachis hypogaea L.) ve akdarının (Sorghum bicolor L.Moench) dövülmesiyle hazırlanan, geleneksel yörük yiyeceğidir. İçeriğindeki maddeler pişirilmeden hazırlanır.

Bozyazı Kavutu, hazırlama ve kullanım kolaylığı özelliklerinden dolayı eskiden uzun yolculuklarda tercih edilen bir yiyecekti. Günlük yaşamda yoğun olarak çalışanların yanı sıra, hacca gidenler, askere gidenler, yayla yolculuğu yapanlar da kavutlarını yanlarına almadan yola çıkmazlardı. Hayvanları otlatan çobanlar da kavutu günlük yiyecekleri olarak kullandıkları için Bozyazı Kavutunun yörede kullanılan bir diğer adı da çoban helvasıdır.

Kahverengi renkli, helva görünümlü, yer fıstığı ve susamdan dolayı çikolatalı tahini andıran bir kokuya sahip, hafif tatlı, ağızda dağılan ve bozulmayan bir yiyecektir. İçeriğindeki yemişler nedeniyle doğal olarak şeker içerir. İlave şeker veya tatlandırıcı kullanılmaz.

4) Erdemli Lamas Limonu

Erdemli Lamas Limonu.jpeg

21.10.2019 tarihinde tescillenen Erdemli Lamas Limonu: Meyveleri sarı renkli ve yüksek kalitede olup bol sulu, aromalı ve verimi yüksektir. Pürüzsüz ve orta kalın kabukludur. Meyveler uzun ve silindiriktir. Stil ucu belirgindir. Bu yüzden meyveler açıkça belirgin bir şekilde sivridir. Ağaçları kuvvetlidir. Meyveleri erken olgunlaşır. Hasat kasım ayı başlarında başlayıp şubat ayına kadar devam eder. Meyve geç hasat edilirse puflaşma oluşabilir. Periyodisiteye eğilimi vardır. Oransal olarak dikenlidir. Muhafazaya uygundur.

Erdemli Lamas Limonu ağacı kök, gövde, dallar ve yapraklardan oluşur. Ağaçlar, normal olarak 4-5 yaşlarında meyve vermeye ve gövdesi kalınlaşmaya başlar. Gövde çapı 10-11 yaşlarında 10 cm’ye ulaşır.


5) Erdemli Muzu

Erdemli Muzu.jpeg

18.12.2020 tarihinde tescillenen Erdemli Muzu: Uzun boylu kokusuz iri parmaklı bir muzdur. Erdemli Muzunda açık alanda örtü altına gereksinim olmadan ocak adı verilen dört-beş gövde bir arada bulunur. Erdemli Muzunun bitki boyu uzun, meyve boyu kısa, meyve eni geniştir. Erdemli Muzunun meyve izi güçlü, meyve kabuk rengi koyu sarı, meyve kabuk kalınlığı orta, meyve uç şekli dar boğazlı, meyve bükülmesi azdır.

Erdemli Muzu doku kültürü ile tohumla, yumru parçasıyla ve dip sürgünleri ile üretilir. Bölgede genellikle fide üretimi, muzların toprakaltı yumrusundan çıkan dip sürgünleriyle yapılır. Muz bahçesi olarak genellikle kuzeyi kapalı, soğuktan korunmuş yerler seçilir. Erdemli Muzu, genel olarak güneye bakan, hafif eğimli yerlerde iyi gelişir.


6) Gezende Eriği

Gezende Eriği.jpeg

20.12.2021 tarihinde tescillenen Gezende Eriği: Yetiştirildiği coğrafi sınır, Gezende Barajı ve Göksu Nehri (Ermenek Çayı) kıyısında ve etrafı dağlarla çevrili olduğu ve çukurda yer aldığından mikroklimal iklime sahiptir. Soğuklama ihtiyacını erken zamanda tamamlayan erik ağaçları erken ilkbaharda havaların ısınmasıyla uyanır ve daha erken bir dönemde hasat edilir. Mikroklima alanda sert rüzgâra ve don tehlikesine maruz kalmayan Gezende Eriği, erkenci bir eriktir.

Gezende Eriği parlak yeşil renkte ve canlı görünümdedir. Ürünün pomolojik özellikleri; meyve ağırlığı 15 - 21 g, meyve eni ortalaması 28,50-29,50 mm, meyve boyu 11,44 - 30,61 mm’dir. Gezende Eriğinin renk değerlerinden L değeri 27,58 - 51,11 değerleri, h değeri 91,32 - 174,56 değerleri, C değeri 15,39-24,53 değerleri arasında olup L değerine göre parlak, C değerine göre renk doygunluğu yüksek, h değerine göre rengi sarı ile yeşil arasında(yeşile yakın)’dır. Asitlik değeri (malik asit cinsinden) %1,13 - 1,18; SÇKM (suda çözünür kuru madde miktarı) %5,5 - 7,0; meyve sertliği (kgf) 1,4 - 1,8; pH değeri 3,29 - 3,43’tür.

Coğrafi sınırdaki toprak, yüksek miktarda kireç içermesi sebebiyle rengi beyazdır. Güneş ışınını ağaca yansıtarak daha fazla fotosentez sağlar ve meyvenin rengi ile aromasını etkiler, ürünün erkenci olmasını sağlar.


7) Gülnar Kuş Üzümü

Gülnar Kuş Üzümü.jpeg

22.01.2024 tarihinde tescillenenGülnar Kuş Üzümü: Mersin ili Gülnar ilçesi Çukurasma Tozkovan ve Üçoluk Mahallelerinde yetiştirilen Vitis vinifera L. (Vitaceae) türüne ait siyah renkli, çekirdeksiz, az şekerli, etli ve ince kabuklu kurutmalık tipte kuş üzümüdür. Yaş halinin rengi, olgunlaşma sürecinde kırmızıdan siyaha döner. Tanelerinin boyutu küçük olup yuvarlak eliptik şekillidir. Diğer üzüm çeşitlerine göre boyutu küçüktür. Kuru hali (gün kurusu), siyah renkli ve küçük tanelidir.

Gülnar Kuş Üzümünün kuru hali, hafif asidik ve az şekerli yapıda olup yüksek kuru maddeye sahiptir. Kül miktarı ortalama %2,33 olup inorganik madde miktarı bakımından zengindir. Nem oranının ortalama %5 olması dolayısıyla ambalajlandığı takdirde 2 yıl raf ömrüne (tavsiye edilen tüketim tarihi) sahiptir.

Gülnar Kuş Üzümünün ayırt edici özellikleri yetiştirildiği coğrafi sınırın sahip olduğu beyaz ve killi toprak (alfisol) yapısı ile mikroklima özelliğinden kaynaklanır. Coğrafi sınırın toprağı, kireçli ve killi tınlı yapıda olup çok yüksek kireçli (%25-30), düşük organik maddeli (%1-2), hafif alkali nitelikte (pH 7,9-8,5) ve tuzsuzdur. Düşük potasyum (101-105 ppm), yüksek fosfor (30-35 ppm) ve düşük azotlu (%0,08-0,13) toprak yapısına sahiptir. Düşük potasyum ve azot miktarı, yaş üzümün ve kuru halinin küçük taneli olmasına etki eder.


8) Mersin Cezeryesi

Mersin Cezeryesi 2.jpg

15.01.2003 tarihinde tescillenen Mersin Cezeryesi: Ana maddesi sarı havuç 120oC de 30 dk su ile haşlandıktan sonra kıyma makinesine aktarılır. Kıyılan havuçlar, şeker, glikoz ve sitrik asit ilavesiyle cezerye marmelatına dönüştürülür. Cezerye marmelatına 90oC de 45 dk ısısal işlem uygulanır. Bu aşamada çeşidine göre cevizli, fındık içi, veya antep fıstık içi ilavesi yapılır. Dinlendirme bölümüne aktarılan cezerye, cinsine göre şekillendirilir.

Mersin Cezeryesi içerdiği madde ve şekline göre antep fıstıklı, cevizli, fındıklı, antep fıstıklı top, cevizli top, fındıklı top cezerye çeşitleri vardır.


9) Mersin Kerebici

MERSİN-YEME-İÇME-KEREBİÇ TATLISI-GÜLCAN ACAR (2).JPG

11.04.2019 tarihinde tescillenen Mersin Kerebici: İrmik ile yapılan hamurun bezelere ayrılıp el ile oyulması ve içinin ceviz içi ya da coğrafi işaret tescili bulunan antep fıstığı içi ile doldurulması sonrasında odun fırınında pişirilen, üzerine çöven kökünden elde edilen köpük ilave edilen bir tatlıdır.

Kerebiç ilk olarak 1940’lı yıllarda tatlıcılık ve şekercilik ile iştigal eden Arap kökenli ailelerin, o dönem şehrin merkez çarşısı civarında sadece ramazan ayı ve bayramında yaptıkları ve el arabasında sattıkları bir tatlıydı. Zamanla halk tarafından kabul görmesi ve beğenilmesi ile ramazan ayına özel olan bu tatlı on iki ay boyunca üretilen ve tüketilen bir tatlı halini almıştır.

Kerebicin hamurunda şeker kullanılmaz. Tatlandırma işlemi, sunumdan önce kerebicin üzerini kaplayacak miktarda kerebiç köpüğünün konulmasıyla yapılır. Çöven kökünün kaynatılmasıyla elde edilen beyaz renkli kerebiç köpüğünün hazırlanması ve formülasyonu ürüne özgüdür. Kerebicin çeşidine göre iç malzeme hazırlanır. Fıstıklı kerebiç için iri çekilmiş coğrafi işaret tescili bulunan Antep Fıstığı içi, cevizli kerebiç için iri çekilmiş ceviz içi kullanılır.


10) Mersin Tantunisi

MERSİN-YEME İÇME-TANTUNİ- (5).JPG

21.03.2017 tarihinde tescillenen Mersin Tantunisi: Mersin yöresine has et yemeğidir. Mersin Tantunisinin ayırt edici özelliği, yapımında dana etinin yağlı kaburga kısmı ile pamuk yağının kullanılması ve aşağıda açıklanan üretim metodu ile ustalıkla hazırlanmasıdır.

Mersin Tantunisinin malzemeleri: Dana etinin kaburga kısımları, pamuk yağı, kırmızı toz biber, sumak, tuz, domates, soğan, maydanoz vb. yeşillik malzemelerdir.

Dana etinin yağlı kaburga kısmından alınan 5 kg et; damar, sinir ve zarları alındıktan sonra kuşbaşı olarak doğranır. Tencereye 1,5 bardak su ilave edilerek 20 dakika ortalama 80 derece ateşte et haşlanır. Haşlama işleminden sonra tantuni tepsisine haşlanmış et serilir ve etin içerisine 1 litre Pamuk yağı ile birinci sınıf 300 gr kırmızı toz biber, 50 gr sumak ve 100 gr tuz ilave edilerek sabit yanan ateşin üzerindeki tepside karıştırılarak kızartılır. Pişen et tantuni tepsinin ortasından alınarak tepsinin yan tarafına biriktirilir ve tantuni eti hazır hale getirilir. Ayrıca tantuni tepsisinin yanmaması ve çıkan buhar ile etin sıcak kalması amacıyla tepsiye su serpme işlemi uygulanır.

Pamuk yağının özelliği diğer yağların ateşte acı ve yanık bir koku verirken, pamuk yağında bu acımsı ve yanık yağ kokusu bulunmaz. Ayrıca Mersin Tantunisi içerisinde pamuk yağı donma yapmamaktadır.

Mersin Tantunisi isteğe göre somun ekmek veya lavaş adı verilen açık ekmek arasına hazırlanarak servis tabaklarında sunulur. Mersin Tantunisi içindeki salata malzemesi üzerine sos olarak limon ve/veya turunç suyu sunulur. Servis tabağının yanında turşu ve tere vb. yeşilliklerle birlikte içecek olarak isteğe bağlı ayran veya şalgam suyu verilir.


11) Mut Kayısısı (Yaş Sofralık)

Mut Kayısısı.jpeg

28.06.2005 tarihinde tescillenen Mut Kayısısı (Yaş Sofralık): Sofralık kayısılarda kaliteyi oluşturan en önemli faktörlerin başında gelen meyve iriliği, Mut Kayısısında ortalama 45-50 g dolayındadır. Meyve eti sertliği son derece yüksek olup yola dayanıklılık özelliği oldukça yüksektir. Meyve eti çekirdekten kolayca ayrılmaktadır. Ekolojinin uygunluğu nedeniyle, yörede üretilen çeşitlerin kuru madde içerikleri daha üstün olmaktadır. Kuru Madde oranı % 12 - 20 arasında değişmektedir. Koku ve aroması kendine özgü olup son derece güzeldir. Sofralık kayısılarda kaliteyi artıran en önemli özelliklerinden olan kırmızı yanak yapma durumu Mut kayısılarında oldukça fazladır. Meyve büyümesi sırasında hava oransal neminin düşük olması; meyvelerde albeniyi araman yanak miktarını artırmaktadır. Nitekim, kırmızı yanak miktarı sofralık kayısılarda hiçbir yörede Mut yöresinde olduğu kadar meydana gelmemektedir. Mut kayısıları sert olduğundan ihracata en elverişli sofralık kayısıları oluşturmaktadır.


12) Mut Zeytinyağı

Mut Zeytinyağı.jpg

17.07.2018 tarihinde tescillenen Mut Zeytinyağı: Mut ilçesi, Mersin ili zeytin üretiminin %56,22’sini, Türkiye’nin ise %5,64’ünü gerçekleştirmektedir. İlçede önemli tarımsal ürünlerden biri olan zeytinciliğin Mut'taki tarihi oldukça geçmiş yıllara gitmektedir. Hicri 1316 tarihli Salname kayıtlarında, "İlçede aşılanmış olan yabani zeytinlerden gayet nefis zeytin ve zeytinyağı çıkar. İhtiyaçlarından fazlasını çevre ilçelere ve Karaman'a ihraç ederler" ifadeleri yer almaktadır. Mut ilçesinde Haydar Mahallesinde bulunan ve Kültür ve Turizm Bakanlığının 23.12.2009 tarih ve 5577 sayılı kararı ile 1300 yaşında olduğu tespit edilen zeytin ağacı, anıt ağaç olarak tescil edilmiştir. Mut ilçesinin Geçimli Köyü’nde yapılan arkeolojik kazılarda ana kaya üzerine yapılmış Roma dönemine ait zeytin pres yeri bulunmuştur.

Mut yöresi topraklarının zeytin yetiştiriciliğine çok uygun kompozisyonda killi-tınlı-kireçli tuzsuz yapıda olması, pH seviyesinin 7-8,5 arasında değişim göstermesi, elde edilen yağların asitlik derecesinin düşük olmasını sağlamaktadır. Akdeniz Toprağı karakterindeki Mut yöresi toprağı “orta / çok fazla kireçli” sınıfında olup, iyi havalanabilen ve geçirgen yapıda olması sayesinde topraktaki oksijen miktarının yüksek olması zeytin ve zeytinyağı kalitesinde üstünlük sağlayan etkiler yapmaktadır.

Son yıllarda Mut yöresinde dikimi yapılan zeytinlerin %90’lık kısmı Gemlik çeşidi, %8’lik kısmı Ayvalık çeşidi, geri kalanı ise Domat ve Sarı Ulak çeşitlerinden oluşmaktadır. Mut Zeytinyağının Gemlik ve Ayvalık zeytin çeşitlerinden üretilmektedir.


13) Silifke Yoğurdu

Silifke Yoğurdu.jpeg

07.02.2022 tarihinde tescillenen Silifke Yoğurdu: Esas olarak keçi sütünden üretilen ancak keçi sütünün azaldığı dönemlerde %80 inek sütü + %20 keçi sütü karışımı da kullanılabilen, toprak kaplarda veya çingillerde (bakraç veya helke de denir) mayalanan bir fermente süt ürünüdür. Silifke Yoğurdunun satışı da aynı kaplarda yapılır.

Silifke Yoğurdunun üretiminde, yöresel olarak karakeçi olarak da isimlendirilen kıl keçisinin sütü kullanılır. Kıl keçisi yapısı itibari ile yüksek rakımlı ormanlık alanlarda, diğer süt hayvanlarının (koyun ve inek) beslenemediği bitkiler ile beslenir.

Silifke Yoğurdu yüksek kuru madde ve yağ içeriğinden dolayı kıvamlı bir yoğurttur ve ağızda kremsi bir his bırakır. Keçi sütünün yağ globüllerinin boyutlarının inek sütü yağ globüllerinden küçük olması nedeniyle daha beyazdır.

Silifke Yoğurdu, sütünün odun ateşinde kaynatılması nedeniyle tütsü aromasına sahiptir. ancak, bu aroma, endüstriyel üretimde kaynatma işleminin kızgın buhar ile yapılması nedeniyle oluşmaz.

Sütün uzun süre kaynatılması ile “hayvansal, ahırımsı” denilen kokular uzaklaştırılır iken, Silifke Yoğurdunun fermentasyonu esnasında oluşan aroma maddeleri (asetaldehit, diasetil, 2,3-butandion, asetoin) ve keçilerin yediği aromatik bitkilerden gelen terpenler aromada rol oynar. Ayrıca, keçi sütünün karakteristik aroması olan “mumsu” aromaya neden olan bileşenler sütte tutulduğu için Silifke Yoğurdunun aromasına katkıda bulunur.

Silifke Yoğurdunun geleneksel üretiminde; hayvanlardan sağılan sütler, temiz bir bezden süzüldükten sonra (süzek), odun (çili) ateşinde iyice karıştırılarak kaynatılır. Bu aşamada süte odun ateşinden gelen tütsü kokusu siner. Bu işleme yarım saat kadar devam edilir. Kendi halinde soğutulan süt, el yakmayacak sıcaklığa ulaşıldığında (45-48°C), toprak kaplara veya çingiller konur, bir önceki günün yoğurdu ile %0,5-1 oranında mayalanır, üstü kalın örtüler ile sarılıp mayalanmaya bırakılır. Yoğurtların inkübasyon sıcaklığı kontrolsüz olduğu için ve mayalamadan sonra soğumaya başladığı için fermantasyon yaklaşık 12 saatte tamamlanır. Mayalanmanın ardından örtüler alınır ve Silifke Yoğurt serin bir yerde muhafaza edilir.


14) Silifke Çileği

Silifke Çileği.JPG

01.10.2019 tarihinde tescillenen Silifke Çileği: Camarose, Rubygem ve Sabrina çeşitlerinden elde edilir. Orta iri ve iri büyüklükte, parlak kırmızı renkli, meyve eti sert, nakliyeye dayanıklı, yuvarlak ve konik şekilli, ortalama meyve ağırlığı 30-50 g arasındadır. Silifke Çileğinin yetiştirildiği topraklar, Göksu Nehrinin iç bölgelerden getirdiği toprak parçacıkları ile oluşmuştur. Bölgenin büyük kısmı alüvyonlu araziden ibarettir. Torosların en zengin eteklerini oluşturan Göksu Deltası Bölgesi, taşlı, kalker yerlerle derin olmayan ve tepelerle çevrili vadiler arasındaki kumlu, killi ve kireçli topraklardan ibarettir. Alüvyonlu topraklar; kil kum ve çakıllardan oluşur. Deniz kıyısına yakın kesimlerde kum bataklık özelliğini kazanmıştır.

Silifke Çileği, üzümsü meyveler grubuna girer. Meyvesi gerçek bir meyve olmayıp yenen kısmı 40-60 kadar pistilin birleştiği çiçek tablasıdır. Silifke Çileği, yüzeysel kök yapısına sahip otsu bir bitkidir. Kökleri iyi drene edilmiş topraklarda 60-70 cm' ye kadar inebilir. Ağır topraklarda ise kökler yatay olarak büyür. Silifke Çileği üretiminde açıkta üretim ve örtü altı üretimi olmak üzere 2 üretim şekli vardır.


15) Tarsus Beyazı Üzüm (Topacık)

Tarsus Beyazı Üzüm (Topacık).jpeg

14.06.2005 tarihinde tescillenen Tarsus Beyazı Üzüm (Topacık): Diğer üzüm cinslerine göre yaprağı hafifçe tüylüdür. Bu sebeple yaprağı sarmalık salamura yaprak olarak tercih edilmemektedir. Şeker oranının yüksek olmasından dolayı pekmez ve pekmezli ürünler açısından elverişlidir. Küçük çekirdekli olup çekirdekleri sert değildir. Aşırı sıcağa karşı hassastır. İyice olgunlaştığında tezgâh ömrü kısadır. Tane sap bağlantısı zayıf olmasından dolayı kısa süre sonra salkım üzerindeki taneler salkımından ayrılırlar.

Tarsus Beyazı Üzüm, Tarsus yöresinin yerli ve geleneksel bir üzüm ırkıdır. Kültürel yöntemle elde edilen bir üzüm cinsi değildir. Tarsus beyazı Üzümün kendine özrü rayihası ve ince kabuğu yörenin ikliminden kaynaklanır.

Omca kuvvetli ve verimi iyidir. Erdişi çiçekli salkımları iri olup, genelde dallı veya kanatlı – koni, yahut piramit şeklinde ve gevşek yapılıdır. Tane orta irilikte, küre şekilli, kabuk orta kalınlıkta ve açık sarımtırak-yeşil renktedir. Meyve eti dolgun, sarı renkte, sulu, tatlı ve çekirdeklidir. Tane-sap bağlantısı zayıf olduğundan, olgunluğun ilerlemesi (kuru madde miktarının 14'ün üzerine çıkması) ile salkımlarda tanelenme hızla artmaktadır. Yüksek terbiye ve kısa budama uygundur. Sırasıyla, Rup. Du Lot ve 420 A anaçları uygundur.


16) Tarsus Biberiyesi

Tarsus Biberiyesi.jpeg

03.02.2022 tarihinde tescillenen Tarsus Biberiyesi: Coğrafi sınırda yetişen Rosmarinus officinalis L. (Lamiaceae) bitkisinin yapraklarının kurutulmasıyla elde edilir. Coğrafi sınırda kuşdili, püren ve hasalban olarak da bilinen Tarsus Biberiyesi; baharat ve çay olarak tüketilir.

Tarsus Biberiyesi tohumdan (generatif) ve çelikle (vejetatif) üretilebilir. Ancak bitkinin 1000 dane ağırlığı 0,9 gram olan küçük, çimlenme gücü düşük ve sert tohumları olduğu için en yaygın üretim şekli, köklendirilmiş sürgün çelikleri ile yapılan üretimdir.

Tarsus Biberiyesinin uçucu yağ oranı kuru yaprak üzerinden %1,5 ila %2,4 arasında değişir. Kimyasal bileşenleri içerisinde uçucu yağ oranı %1,8, cineol oranı ise en az %40’tır. Tarsus Biberiyesi kuru yapraklarında rutubet en fazla % 10’dur.

Tarsus Biberiyesinin ayırt edici özelliklerini etkileyen temel etkenler, coğrafi sınırın iklimi ve toprak özellikleridir. Yıllık ortalama sıcaklığın 18,1°C’den fazla olması; kış aylarında ortalama sıcaklığının 6,8°C’den fazla olması ve 0°C’nin altına düşmemesi; yıllık yağışın 600,6 mm ile 725,9 mm arasında olması; yıllık ortalama nispi nemin % 63,2 ile % 70,2 arasında olması, özellikle yaz aylarında sıcaklık ve nispi nemin yüksek olması Tarsus Biberiyesinin ayırt edici özelliklerini kazanmasını sağlayan iklim özelliklerindendir.


17) Tarsus Fındık Lahmacunu

Tarsus Fındık Lahmacunu.jpeg

17.09.2020 tarihinde tescillenen Tarsus Fındık Lahmacunu: Tarsus mutfağının erkek koyun eti ile hazırlanan gıdaları arasında bulunur. 1900’lü yılların başından bu yana nesilden nesile üretim metodu aktarılarak bu günlere ulaşmış yöresel üründür.

Tarsus Fındık Lahmacunu, maksimum 8 cm çapında el ile açılmış hamurun üzerine kıyma, maydanoz, kuru soğan, kapya biberi, domates ve isteğe bağlı kırmızı toz biber ile hazırlanan harcın yayılmasından sonra taş fırında pişirilmesiyle yapılan bir yiyecektir.

Hamurunun maksimum 8 cm çapında el ile açılması, kullanılan et miktarının fazla olması, hazırlanan etli harcın içerisine ince kıyılmış kuru soğan eklenmesi temel ayırt edici özellikleridir. Ayrıca iç harcı hazırlanırken kuyruk yağı konulmadan etin az yağlı olarak hazırlanması diğer bir ayırt edici özelliğidir.


18) Tarsus Humusu

Tarsus Humusu.jpeg

01.11.2017 tarihinde tescillenen Tarsus Humusu: Yöre ile bilinirlik kazanmış özel bir yiyecektir. Tarsus’ta ilk Humus yapımı 1920’lerde başlamıştır ve günümüze kadar devam etmiştir. Ayrıca ‘Eshab-ı Kehf’te Hıdırellez Günleri’ kapsamında geleneksel olarak Tarsus Humus yarışmaları düzenlenerek ürün yapımındaki ustalık öne çıkarılmakta ve kültürel mirasın yaşatılması devam etmektedir. Tarsus Humusu yöre ile özdeşleşmiş çok meşhur bir yiyecek olup yörede menüsünde sadece Tarsus Humusuna yer veren restoranlar yer almaktadır.

Tarsus Humusu pişmiş nohutların dövme bakır tas içerisinde tokmakla ezilerek içerisine tahin, limon suyu/tuzu, sarımsak ve çeşitli baharatlar ilave edildikten sonra üzerine kızdırılmış pul biberli yağ dökülmesi ve isteğe bağlı olarak pastırma eklenmesiyle hazırlanan ve sıcak olarak tüketilen bir yemek çeşididir.

Tarsus Humusunun yapımında Çukurova Bölgesi’nde hasat edilen yerli susamlardan üretilen tahin kullanılmaktadır. Tarsus Humusunun ayırt edici özelliği pişmiş nohudun tokmak ile ezilmesi sonucu elde edilen diri nohut ezmesinin pürüzlü tekstür yapıda olması ve sıcak olarak servis edilmesidir. Ayrıca ürünün uygun viskozitede yapımı ustalık gerektirmesidir.


19) Tarsus Kebabı

Tarsus Kebabı.jpeg

17.09.2020 tarihinde tescillenen Tarsus Kebabı: Erkek koyun eti, koyun kuyruk yağının, tuz, ince kıyılmış kuru soğan, maydanoz ve kapya biberi ile zırhla çekilerek yassı şişlerin üzerine sarılıp, meşe kömürüyle yakılmış durgun, korlu ve alevsiz ateşte devamlı çevrilerek pişirilen bir et yemeğidir.

Tarsus, Anadolu’nun en eski yerleşim alanlarından biridir. Tarsus ilçesinin verimli tarım toprakları ve ılıman iklimi nedeniyle birden fazla tarım ürünü hasat edilmektedir.

Tarsus mutfağı, ilçenin coğrafi konumu, iklim özellikleri ve insan kaynağı sebebiyle et ve et ürünleri ile hazırlanan gıdalar bakımından çeşitlilik gösterir. Bu et ürünlerinden biri de yöre adı ile meşhur olan Tarsus Kebabıdır. Tarsus Kebabının ayırt edici özelliği et harcına ince kıyılmış soğan eklenmesi ve ün bağıdır.


20) Tarsus Sarıulak Zeytini

Tarsus Sarıulak Zeytini.jpg

16.04.2018 tarihinde tescillenen Tarsus Sarıulak Zeytini: Sarıulak çeşidi zeytinlerden elde edilmektedir. Orijini Mersin ilinin Tarsus ilçesidir. Tarsus Sarıulak Zeytinini diğer zeytinlerden ayrılan en önemli özelliği hasadın yapıldığı zeytin ağaçlarının Tarsus yöresinde yetişen zeytin fidanlarından aşılama ve çelikleme yolu ile elde edilmesidir. Verimi orta düzeydedir. Siyah ve yeşil sofralık olarak değerlendirilebilir. Yağı açık yeşilimsi-sarı renkli ve kuvvetli meyve kokuludur.

Tarsus Sarıulak Zeytininin ağaç taç yapısı oldukça kuvvetli olup, yayvan bir taç oluşturur. Ağacı kuvvetlidir. Düşük sıcaktan zarar görür. Bu çeşidin ağaç sayısı kapama bahçe olarak 95 bin ve doğada tabi olarak var olan aşılama ile kültüre alınanlarda toplam 400 bin civarındadır. Tarsus’ta toplam 1 milyon 700 bin zeytin ağacı varlığının yaklaşık %25’i Tarsus Sarıulak Zeytinidir.


21) Tarsus Sarıulak Zeytinyağı

Tarsus Sarıulak Zeytinyağı.png

25.05.2021 tarihinde tescillenen Tarsus Sarıulak Zeytinyağı: Coğrafi işaret olarak 345 sayı ile tescilli Tarsus Sarıulak Zeytininden elde edilen ve Tarsus ilçesinde üretilen, parlak sarı renginde natürel sızma zeytinyağıdır. Ürün özelliklerinin sağlanması için, zeytinlerin hasat edilir edilmez yağa işlenmesi gerekir.

Tarsus Sarıulak Zeytinyağını diğer zeytinyağlarından ayırt eden en önemli özelliği yetiştiği coğrafyanın iklimi, toprağı nedeniyle erken hasatta yağ elde edilmesinden dolayı ihtiva ettiği toplam fenol oranının yüksek olmasıdır.

Tarsus Sarıulak Zeytinyağının peroksit değeri ortalama 8,23 meq aktif oksijen/kg yağ yağ olup, Türk Gıda Kodeksinde natürel zeytinyağları için izin verilen azami değer olan 20 meq aktif oksijen/kg yağın altındadır. Peroksit sayısının yüksekliği yağda oksidasyondan kaynaklanan acılaşmanın başladığının göstergesidir. Peroksit sayısı düştükçe natürel zeytinyağının kalitesi artar. Oleic asit cinsinden serbest yağ asidi miktarı ise %0,1 ile %0,7 arasındadır.


22) Tarsus Yayla Bandırması

Tarsus Yayla Bandırması.jpeg

04.12.2008 tarihinde tescillenen Tarsus Yayla Bandırması: Coğrafi işaret olarak 69 sayı ile tescilli Tarsus Beyazı Üzüm (Topacık) kullanılarak üretilen pekmezden yapılır. Bu pekmezin sulandırılıp nişasta ile pişirilmesiyle elde edilen karışıma, ipe dizilen ceviz içleri batırılarak kaplanması suretiyle Tarsus Yayla Bandırması üretilir. Üretimde herhangi bir tatlandırıcı veya renklendirici kullanılmaz.

Geçmişi eskiye dayanan Tarsus Yayla Bandırması, eskiden bir çeşit kışlık yemiş niyetiyle hane halkının ihtiyacını karşılamak üzere üretilmekteyken zamanla ticari üretim başlamıştır. Tarsus Yayla Bandırmasının üretimi ustalık becerisi gerektirir. Bu sebeplerle coğrafi sınır ile ün bağı bulunur.

Üzüm pekmezi geniş bir kapta şıra kıvamına gelecek şekilde sulandırılır. Üzerine nişasta ilave edilip 45 dakika süreyle sürekli karıştırılarak pişirilir. Bu işlem sonucu elde edilen ürüne coğrafi sınırda “palıza” denir. Ceviz içi, 1/4 boyutundan daha küçük olmayacak şekilde parçalanarak temiz bir ipe iğne kullanılarak yaklaşık 50 cm uzunluğa erişinceye kadar dizilir. İpe dizilmiş ceviz içleri, bir veya iki kez palızaya batırılarak kaplanır. Palıza ile kaplanmış ceviz içleri, iplerinden yüksek bir yere asılarak açık ve kuru havada üç gün süre ile kurumaya bırakılır. Serin ve kuru ortamda iplere asılı şekilde 6 ay süreyle muhafaza edilebilir.


23) Tarsus Şalgamı

Tarsus Şalgamı.jpeg

08.02.2007 tarihinde tescillenen Tarsus Şalgamı: Yöremizin zengin mutfak kültürü içinde ver alan ve yıl boyunca yemeklerin yanında içilebildiği gibi: yazın serinletici, kış mevsiminde ise enerji sağlayıcı bir içecek gibi tüketilebilen ürünlerimizden birisidir. Tarsus Şalgamının temel malzemesi olan siyah havuç ve şalgam turpu Tarsus Ovasında yetiştirilen tarım ürünleri arasında bulunmaktadır. Tarsus Şalgamının imalatında; beş çeşit girdi ürünü kullanılmaktadır. Bunlar Siyah Havuç. Şalgam Turpu. Doğal Maya olarak Bulgur Unu (kepeği), Su ve Tuzdan ibarettir. Ürün farklılaştırması durumunda ise "Süs Biberi" kullanılır.

Siyah havuç ve şalgam turpu bol su ile yıkanarak yabancı maddelerden arındırılıp, yıkanarak temizlenir. Havuç ve turp üzerinde bulunan kök artık lan veya baş kısmındaki dal kalıntıları gerektiği şekilde iyice temizlenir. Havuçlar makine yardımıyla veya elde bir bıçak yardımıyla boyuna, yani uzunlamasına dilimlenir. Şalgam turpu ise kızartmalık patates dilimler gibi, yaprak halinde dilimlenir. Dilimlenmiş havuç ve turp birlikte şalgam kurulacak kabin içine dizilerek yerleştirilir.

Şalgamın mayalanması işleminde kimyevi maya kullanılmaz. Doğal maya olarak bulgur unu, doğal şalgam mayası olarak kullanılır. Tarsus Şalgamı kurulurken şu prosedüre uyulur. Şalgamın kurulacağı kabul içine önce dilimlenmiş siyah havuç ve şalgam turpu karışık bir şekilde yerleştirilir. Suyu ilave edilir. Kâfi miktarda tuzu konulur, kısa bir süre tuzun kolay erimesini sağlamak için su yüzeyinden karıştırılır. Özel surette hazırlanmış şalgam mayası, kabin içindeki suyun üst yüzeyinde duracak şekilde özel bez torbası içinde asılı bırakılır. Kabin ağzı sıkıca kapatılır. Şalgam kurulacak suyun yoğun klor içermemesi gerekir. Klor şalgamın kalitesini olumsuz etkiler. Kurulan şalgam mayalanması için gerekli süreyi beklemek için dinlendirmeye alınır. Şalgamın mayalanması süreci bulunduğu ortamın sıcaklığından doğrudan etkilenmektedir. Mayalanma süresi mevsimine ve ortamına göre değişiklik arz etmektedir. Yirmi beş derece ortam sıcaklığında kurulan şalgamın mayalanma süresi yedi/sekiz gündür. Mayalanma süresini çok iyi geçirmiş şalgam yöremizde "keskin şalgam" olarak sıfatlandırılmaktadır. Şalgam kuruduktan sonra mayalanma kıvamına gelip gelmediği tadılmak suretiyle tespit edilmektedir.

Tarsus Şalgamı iki farklı ürün olarak üretilmektedir. Normal Tarsus Şalgamının muhteviyatında acı kullanılmaz. Yöremizde yetişen ve halk arasında "süs biberi" adıyla bilinen biber, şalgam kurulurken içine atıldığı takdirde "acılı şalgam" elde edilir.